Bilim-Kurgu, Fantastik Üzerine..




Kimimize göre bu dünyaya sınanmak için gönderildik, kimimize göre ne bok yemeye gelmek için gönderildik. Velhasılı kelam buna hayat diyoruz. Hayat, bazısına banka kuyruğunda 15dk' lık zaman gibi gelir, bazısına göre hiç bitmez. İnsanların çoğu ise hayat dediğimiz kavramın verdiği imkanlarla yaşamını daha güzel idame etmek ister. 7. sanat dediğimiz sinema ise bu kavramın daha cici görünmesini sağlamıştır gözümüze(en azından benim açımdan, o çoğunlukta olmayı hakettiğimi düşünüyorum).

Öyle filmler yapılır ki, insanın hayatını değiştiren film deriz. Sinemanın hayatı cici göstermesi böyle birşey olsa gerek. Öyle ki bazı filmler vardır, bize bahşedilen bu hayat denen şeyin, farklı mekanlarda farklı zamanlarda bile nasıl olacağını/olduğunu gösterip, bizleri şaşırtmıştır. Şaşırtmanın yanı sıra öyle düşüncelere gark etmiştir ki, o filmi izlemeseniz düşünemeyeceğiniz birşey sanki. Bu tarz filmlere bilim-kurgu ya da konusuna göre fantastik deniyor.

Diğer film türlerinden ayırırsak, insanlar bu tarz filmleri izlediğinde hayattan hiçbir zaman alamayacağı zevki bu filmden alacaktır. Hepimiz. En az 10 dakikalığına bile..

Örneklerle açıklasak daha bi güzel olacak, ne saçmalıyor diye düşünüyorsunuz i know that.

Star Wars serisini izleyipte Darth Vader olmak istemeyen, ya da Lord Of The Rings izleyipte oradaki bir karakter olmak istemeyen yoktur diye düşünürüm. İnsanların hayatını bu denli etkiliyor bu filmler.

Herkes hayal etmiştir Tattoine da yaşamayı ya da Rohan' da at koşturmayı. Burcumdan ötürü çok hayalci görünebilirim. Rahatlıkla söyleyebilirim ki, bir insanı hayata sıkısıkıya bağlayan hayalleridir, düşündükleridir.

Bazı filmlerde vardır ki, kainat üzerinde Yaratıcıdan sonra en yüce varlık olan insanoğlunu oturtmuştur filmin merkezine(her ne kadar açıktan açığa gösterilmese de). Bu filmler derin derin düşüncelere salar insanı. En çokta Kubrick' in 2001:Space Odyssey filminde görürüz bunu. Bazı filmlerden örnek verirsek;
Blade Runner' da ne için yaşadığını sorgulayan insan klonları,
District 9' nda farklı gezegenden gelen canlılara bir insanın kucak açması ve bunun tam tersi,
Moon' da bir klonun hayata dehşetle özlem duyması,
Wild Strawberries' te hayatının sonuna yaklaşan birisinin gözlemleri,
Big Fish daha çok zevklendiriyor insanı,
12 Monkeys ise daha uç noktalara kaçıyor bu noktada..
Wall-E çok başka bişey zaten :)

Ayrıca Equilibrium filmini şiddetle tavsiye ederim. Bu yazdıklarıma o zaman anlam verebilirsiniz.


Ve bu işin en güzel tarafı insanların çoğu, bu filmlere anlam veremez. Bunun çok doğal karşılanması yadsınamaz. Sonuçta bunları yaratan da yaşatan da bizleriz.

Oha konuyu nereye bağladım lan..

0 yorum:

Yorum Gönder